Kullanıcı Oyu:  / 2
En KötüEn İyi 
Üst Kategori: Makaleler
Gösterim: 7100

5018 SAYILI YASA, KURUMSAL KONTROL KONUSUNDA NELER GETİRİYOR *

GİRİŞ

Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan herhangi bir kamu gideri gerçekleştirilmeden önce, birtakım kontrol mekanizmalarına tabi tutulmaktadır. Bu anlamda kontrol mekanizmalarının doğru kurulması ve işletilmesi önem kazanmaktadır Bu denetimim bir bölümü kişiler tarafından bir kısmı da kurumlar tarafından yerine getirilmektedir.

Aşağıda kamu harcama süreci üzerinde, tüm hükümleri ile 2006 mali yılından itibaren uygulanan 5018 sayılı Kanunun denetim anlamında getirdikleri ile bu çerçevede özellikle harcamayı yapan idarelerin dışında kalan birimlerin kontrol anlamında yetkileri üzerinde durulacaktır. Belirtilen düzenlemelerin daha iyi anlaşılabilmesini teminen de 5018 sayılı Kanun öncesi kamu mali yönetimimizi düzenleyen 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun öngördüğü kurumsal kontrol mekanizmalarına değinilecektir.

1050 SAYILI KANUNDA ÖNGÖRÜLEN KURUMSAL KONTROL MEKANİZMALARI
                                                                                           

1050 sayılı Kanun açısından harcama öncesi kontrol sürecinde, asıl önemli grubu tahakkuk memuru ve saymandan oluşan  görevli grubu oluşturmaktadır.1050 sayılı Kanunda yüklenilen bu sorumluluk benzer bir şekilde 832 sayılı Sayıştay Kanununda açıkça yerini bulmuş ve Sayıştayca tespit edilen mali sorumluğun başına bu görevliler oturtulmuştur.

Kişiler tarafından yerine getirilmekte olan kontrolün dışında  kontrol sürecinde kurumsal olarak kabul edebileceğimiz mekanizmaları da unutmamak gerekmektedir.

Maliye Bakanlığı-Belirtilen kurumsal kontrolde birinci aşamada akla gelen ilk kurum, Maliye Bakanlığıdır. Mülga 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 64 üncü maddesine göre ödeme gerçekleşmeden diğer bir anlatımla yüklenici ile idare arasında sözleşme imzalanmadan önce harcamayı gerektirecek taahhüt ve sözleşme tasarılarının Maliye Bakanlığı tarafından  vize edilmesi gerekmektedir.

Maliye Bakanlığının yaptığı diğer bir kurumsal kontrol yöntemi de bütçenin uygulanması esnasında  uygulamaya ilişkin esas ve usulleri belirlemesidir. Bu bağlamda Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün   bütçelerin uygulanması sürecinde özellikle getirmiş olduğu düzenlemeleri, bütçenin hazırlanmasından uygulanmasına kadar olan süreçte belirlenen esaslar ve sınırlamalar ile  ödeneklerin serbest bırakılması ve dağıtımına getirilen temel ilkeleri sayabiliriz.
Sayıştay Başkanlığı-Maliye Bakanlığı dışında kurumsal olarak nitelendirebileceğimiz diğer bir kontrol süreci de Sayıştay Başkanlığı tarafından yerine getirilen vize ve tescil işlemleridir.
832 sayılı Sayıştay Kanunun 32 nci maddesine göre, Sayıştayın denetimine tabi daire ve kurumlarca harcamaya ilişkin olarak yapılan sözleşmelerle her türlü bağıtlar tescile, genel ve katma bütçeli dairelerin kadro ve ödenek dağıtım işlemleri önceden vizeye tabidir.
Sözleşmeler ile bağıtların, dayanakları ile birlikte, bağıt tarihinden itibaren üç gün içinde Sayıştay'a gönderilmeleri zorunludur. Bu sözleşme ve bağıtlar Sayıştay'ca tescil edilmedikçe uygulanamaz.

Ancak 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 64 üncü maddesi uyarınca ve Bütçe Kanunları ile vizeden istisna edilen sözleşmelerle ivedilik ve gizlilik sebebi ile eksiltmeden istisnasına Bakanlar Kurulunca karar verilen hususlar ve yabancı memleketlerde yapılan satın almalara ilişkin sözleşmeler bu hükmün dışındadır
 
5018 SAYILI KANUNDA ÖNGÖRÜLEN KURUMSAL KONTROL MEKANİZMALARI

      Kalkınma planları ve  programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolü düzenlemek amacıyla çıkarılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun getirdiği düzenlemelerden birisi de, harcama sürecinde bütçeyi uygulamakla görevli idarelere gerekli inisiyatifin verilerek yetki ve sorumlulukların anılan idareler tarafından üstlenilmesini sağlamak olmuştur. Kanunun öngördüğü ana düşünce bu olunca özellikle harcama öncesi kontrol öncesinde de bütçenin sahibi olan kamu idarelerinin ağırlığı hissedilmektedir. Bu çerçevede genel espriye uygun olarak öngörülen kontrol mekanizmaları da ilgili kamu idarelerini esas alan bir yapılanmayı beraberinde getirmiş, harcamacı birimler dışında kalan ve 1050 sayılı Kanunun uygulanma sürecinde ağırlığını hissettiren Maliye Bakanlığı, Sayıştay gibi kurumları devre dışı bırakmıştır.

5018 sayılı Kanun harcama sürecini hızlandırmak ve yetki ve sorumluluğun bütçeyi uygulamakla görevli birimde olmasından hareketle 1050 sayılı Kanunun cevaz verdiği  Sayıştay Başkanlığının vize ve tescil işlemlerini kaldırmış, Maliye Bakanlığı tarafından yürütülen harcamaya ilişkin sözleşme tasarılarının vizesini de kamu idarelerine inisiyatif, görev ve sorumluluk verme  anlamında kamu idarelerinin kendisine, ilgili kamu idarelerinin üst yöneticileri tarafından atanarak görev yapacak olan mali kontrol yetkililerine bırakmıştır.

DEĞERLENDİRME
1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun yerine kaim olmak üzere kabul edilen ve kamu idarelerine daha fazla inisiyatif tanıma, bütçe sürecinde ağırlıklarını artırma ve harcama prosedüründe gecikmelere meydan vermeden işlemleri hızlandırma gayesiyle kabul edilen ve tüm hükümleri ile 2006 mali yılından itibaren yürürlüğe giren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, harcama öncesi mali kontrol anlamında kurumsal kontrol süreçlerinde de ciddi değişiklikleri öngörmektedir. Yapılan yeni düzenleme ile Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilmekte olan vize işlemi ve sayman tarafından yapılan mevzuat denetimi harcama birimiyle mali hizmetler birimine bırakılmakta, Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılan  vize ve tescil işlemi ise kaldırılmaktadır. Harcama öncesi kontrol sürecinde tabiri caizse özellikle Maliye Bakanlığı devre dışı bırakılarak ilgili idareler ön plana çıkarılmaktadır. Harcama süreci, her şeyiyle 1050 sayılı Kanun uygulamasında gider gerçekleştirilmesinde yetki ve sorumluluk alan  kurum dışı birimleri harcama sürecinin dışında bırakmaktadır.

 * Yaklaşım Dergisinin Nisan 2007 (e-yaklaşım) sayısında yayımlanmıştır.